Çinli teknoloji şirketi Huawei ile bağlantılı yeni bir yolsuzluk soruşturması, Fransız mahkemesinin Marine Le Pen’e yönelik zimmet suçlamasıyla ilgili verdiği men kararı ve Macaristan’ın AP Üyelerini yerel parlamenterlerle aynı şeffaflık yükümlülüklerine tabi tutmayı öngören yasa teklifi… Son dönemdeki bu haberler, AP Üyelerinin şeffaflık ve etik kurallarını yeniden gündeme getirdi.
Ancak işin püf noktası şu: AP Üyeleri, şeffaflık ve lobi etiği konusunda kapsamlı kurallar içeren bir Davranış Kuralları belgesine uymak zorunda. Peki, bu kurallar tam olarak neleri kapsıyor? Ve diğer AB ülkelerindeki uygulamalarla nasıl karşılaştırılabilir?
Davranış Kuralları, Parlamento’nun kural kitabı niteliğinde. İlk kez 2012’de yürürlüğe giren ve 2023'te güncellenen bu kurallar, AP Üyelerinin dürüst, şeffaf ve etik kurallar çerçevesinde hareket etmesini sağlarken, kurumun itibarını da korumayı amaçlıyor.
Kuralların temel ilkesi, kamu hizmetinin herhangi bir çıkar çatışması olmadan yürütülmesi gerektiği. Bu, hem mali hem de ailevi çıkar çatışmalarını kapsıyor. AP Üyeleri, kişisel ve mesleki çıkarlarını birbirinden ayrı tutmak ve özel menfaatlerini, mal varlıklarını ve olası çıkar çatışmalarını beyan etmek zorunda.
Örneğin, Katar yetkilileriyle ilgili Avrupa Parlamentosu skandalının ardından, AP Üyelerinin artık bir takvim yılı içinde 5.000 avroyu aşan dış gelirlerini açıklamaları gerekiyor. Ancak AB kuralları, diğer bazı ülkelerin aksine, AP Üyelerinin dışarıda ek iş yapmasına izin veriyor. Bu durum, sivil toplum kuruluşları ve STK’lar tarafından eleştiriliyor.
Şeffaflığı daha da artırmak için AP Üyeleri;
Bir AP Üyesi, 150 avroyu aşan bir hediye aldığında, bunu kamuya açık bir kayıtta bildirmek zorunda. Parlamento’nun "hazine odasında" hangi hediyelerin bulunduğunu merak ediyorsanız, bu kayıtlara erişebilirsiniz.
Tabii ki, kuralların etkili olabilmesi için yaptırımların da olması gerekiyor. Davranış Kurallarını ihlal eden AP Üyeleri, Avrupa Parlamentosu Başkanı tarafından yaptırıma tabi tutulabilir. Mevcut Başkan Roberta Metsola’dır ve verilen cezalar, genel kurul oturumlarında kamuya duyurulur.
Ancak, bu kurallar ulusal düzeyde farklılık gösteriyor. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde milletvekilleri için uygulanan şeffaflık, lobi faaliyetleri ve çıkar çatışması kuralları birbirinden farklı. Euronews, Macaristan, İspanya, İtalya, Fransa ve Almanya’daki durumu inceledi.
Macaristan’daki iktidar partisi Fidesz-KDNP, geçtiğimiz ay AP Üyelerini Macar parlamenterlerle aynı şeffaflık kurallarına tabi tutmayı öngören bir yasa teklifi sundu. Bu kurallar kapsamında:
Yeni yasa taslağı, şeffaflık yükümlülüklerine uymayan AP Üyelerinin milletvekilliğinin düşürülmesini öngörüyor. Muhalefet lideri Péter Magyar, yasanın kendisini hedef aldığını öne sürdü.
İspanya’da, Avrupa Parlamentosu'ndaki gibi bir lobi kayıt sistemi bulunmuyor. Ancak milletvekilleri ve senatörler, ilgili gruplarla yaptıkları toplantıları yayımlamak zorunda.
Buna rağmen, lobicilerin iz bırakmadan vekillerle görüşmeler yapması hala mümkün. Parlamento’nun Çıkar Çatışmaları Ofisi’nin raporuna göre, bu kuralların pratikte yeterince işlememesi ciddi bir sorun.
İtalya'da milletvekilleri ve senatörlerin:
Ancak iş hediyelere geldiğinde kurallar farklılaşıyor:
Daha da ilginci, Senato'nun kuralları bağlayıcı, ancak Temsilciler Meclisi'ninkiler yalnızca bir öneri niteliğinde.