
Ancak o aynada çoğu zaman gerçeği değil, korkularla ve beklentilerle bulanmış bir gölgeyi görürüz. İşte bu gölgenin adı, manipülasyondur.
Günümüzün görünmez oyunu
Manipülasyon, yalnızca açıkça yönlendirme değildir. Bazen susarak cezalandırmaktır, bazen sevgiyi koşula bağlamak, bazen de sürekli mağdur rolüyle karşı tarafı suçlu hissettirmektir. İnsanın kendi kırılganlıklarını örtmek için geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır aslında.
Carl Gustav Jung’un ifadesiyle: “Görülmeyen gölge, kader olarak karşımıza çıkar.” Kendi gölgesini fark etmeyen kişi, ilişkilerinde onu sahneye koyar. Bir taraf sürekli “haklı” olma ihtiyacıyla öne çıkar, diğer taraf “yanlış” olmamak için kendini feda eder. Zamanla bağ, sevgiye değil güç savaşına dönüşür.
Aşk ve dostluk aynı sahnede
Bugünün dünyasında bu tablo daha görünür. Sosyal medya, onay ihtiyacını adeta kutsallaştırdı. “Seviyorsan kanıtla”, “Beni görmüyorsan değer vermiyorsun” gibi görünmez şantajlar, romantizmin diliymiş gibi sunuluyor. Dostluklarda da tablo farklı değil: “Benim yanımda olmazsan sadık değilsin” ya da “Benimle aynı fikirde değilsen bana karşısın.”
Oysa tüm bunlar ilişkiyi beslemek yerine içten içe tüketiyor. İnsan, kendi özgürlüğünü kaybetmeye başlıyor. Karşısındakinin beklentilerini karşılamak için kendinden ödün verdikçe, sahicilik yerini rol yapmaya bırakıyor. İlişki, iki gönüllü insanın buluştuğu bir alan olmaktan çıkıyor; karşılıklı borçlar ve hesapların tutulduğu bir deftere dönüşüyor.
Çıkış yolu: Sahicilik
Sağlıklı ilişkiler manipülasyona değil, şeffaflığa dayanır. Sevgi, ancak özgürlük içinde büyür. Ne aşk, ne dostluk; güç oyunlarıyla sürdürülebilir değildir. Karşımızdakini değiştirmeye çalışmadan, onu olduğu gibi kabul edebildiğimizde gerçek bağ kurulur.
Belki de hepimizin kendine sorması gereken soru şu:
“Sevdiğim kişiyi gerçekten mi görüyorum, yoksa kendi korkularımın gözlüğünden mi izliyorum?”
Cevap, hem aşkımızın hem dostluğumuzun ne kadar sahici olduğunu gösterecektir. Çünkü manipülasyon varsa, ilişki artık bir sevgi alanı değil, alışkanlık tiyatrosudur.
Ve sahicilik, manipülasyonun gölgesini fark edip kendi aydınlığımızı seçtiğimiz anda başlar.