Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Nur Hayat Yıldız
10 yılı aşkın süredir bireysel seanslar ve atölyeler aracılığıyla; mindfulness, nefes terapisi ve bütünsel dönüşüm alanlarında bireylere rehberlik ediyorum. Amacım, modern yaşamın karmaşasında özle buluşmayı, içsel dengeyi yeniden kurmayı ve bireyin kendi en iyi versiyonuna ulaşmasını desteklemek. Çalışmalarımda bilimsel temelli tekniklerle spiritüel farkındalığı buluşturarak, katılımcılara hem zihinsel hem de duygusal düzeyde derinleşebilecekleri alanlar sunuyorum. Her yolculuk bir keşif, her dokunuş bir dönüşüm.
Yeni Çağ, Yeni Sen
Ruhuna uygun bir hayat mümkün…
Al Kahveni , çayını dertleşelim biraz… Son yıllarda insanlarda gözle görülür bir değişim başladı. Dışarıdan bakıldığında her şey yolunda gibi görünüyor belki; işleri var, evleri, sorumlulukları, sosyal hayatları… Ama içten içe bir boşluk var. Görülmeyen bir yorgunluk, adı konulamayan bir sıkışmışlık duygusu.

Bu hal, özellikle de içi dışına benzemeyen hayatlara sahip olanlarda daha da görünür oluyor.
Birçok kişi kendi kurduğu düzenin içinde kaybolmuş durumda.
Ve en dramatik olanıda ;
Birçok insan, yaşadığı hayatın aslında kendi hayatı olmadığını geç fark ediyor.

Yeni Çağın Sessiz Çığlığı diyorum ben buna.
Yeni çağ, sadece teknolojiyi, yapay zekayı ya da dijital dönüşümü getirmedi.
Asıl büyük dönüşüm, insanın içinde başladı.
Ruhlarımız, uzun süre suskun kaldıktan sonra artık konuşmaya başladı.

İnsanlar artık sadece nasıl daha çok kazanırım, nasıl daha çok beğenilirim, nasıl daha iyi görünürüm diye düşünmüyor.
Yeni sorular devreye girdi:
“Ben kimim?”
“Bu hayat bana mı ait?”
“Gerçekten yaşıyor muyum, yoksa sadece hayatta mı kalıyorum?”

Bu sorularla uyananların sayısı her geçen gün artıyor.
Çünkü artık sadece performans değil, anlam aranıyor.
Ve anlam, dış dünyada değil; içeride, insanın kendi özünde saklı.

Biliyorum kafandaki sorulardan biri; Ruhuna Uygun Bir Hayat Ne Demek?
Yıllardır belkide danışanlarıma, eşime, dostuma en çok söylediğim cümledir bu ; Ruhuna uyumlu bir hayatın içinde ol”

Ruhuna uygun bir hayat, dışarıdan başarılı görünen ama içten içe çürüyen bir yaşamı terk edebilme cesaretidir.
Gözlemlenen en büyük dönüşüm, insanların artık kendi değerlerine, ritmine, hassasiyetlerine sadık kalma arzularında görülüyor.

Artık birçok kişi şunu sorguluyor:
“Bu iş, bu ilişki, bu şehir, bu tempo… gerçekten bana iyi geliyor mu?”
Ve bu sorgulama, çoğu zaman dramatik kopuşlardan önce gelir.
Dönüşüm çoğu zaman sessizdir.
Bir sabah uyanır insan ve şunu fark eder:
Artık eski gibi hissetmiyorum.

Hayatın İçinden Gözlemlerim ise;

İnsanlar hayatlarında küçük ama etkili farkındalıklarla yavaş yavaş uyanıyorlar.
Bir kadın sabah işe giderken metroda aynadaki yansımasına bakıyor ve yüzünü tanıyamıyor.

Bir adam bir toplantı çıkışında arabasında gözleri dolu dolu oturuyor, neden bu kadar yorgun olduğunu anlamaya çalışıyor.
Bir anne, çocuğunu uyuturken kendi çocukluğunu hatırlıyor ve ne kadar uzaklaştığını fark ediyor.
Bir genç, herkesin hayalini kurduğu okulu kazanmış ama içi bomboş.

Bunlar duyulan, görülen, hatta sadece hissedilen anlar.
Ve hepsi tek bir yere işaret ediyor:
Ruhun artık uyanmak istiyor.

Peki Dönüşüm Nereden Başlar?

Çoğu insan dönüşümün büyük adımlarla geleceğini zannediyor.
Oysa dönüşüm; küçük, dürüst, sessiz sorularla başlar.
    •    Bu yaşam beni yaşatıyor mu, yoksa tüketiyor mu?
    •    Ne zaman gerçekten içim huzurlu?
    •    Hangi seçim bana ait, hangisi başkalarının beklentisi?

Bu soruların cevabı hemen gelmeyebilir.
Ama sorunun kendisi bile bir tohum gibidir;
ekildiğinde, zamanı geldiğinde filiz verir.

Bu Çağ seni neye Davet ediyor biliyor musun?

Yeni çağ, “daha çok yap” değil,
“daha derin yaşa” diyor.
Daha çok koşmak değil, daha çok durmak.
Daha çok bilmek değil, daha çok hissetmek.
Daha çok üretmek değil, daha çok uyanmak.

Çünkü ne kadar “dışarı”ya gidersen git, içindeki boşluğu “içeriden” başka hiçbir şey dolduramaz.

Son olarak şunu söylemek isterim;

Ruhuna uygun bir hayat, mümkün.
Ama başlamak için hayatının yıkılmasını beklemene gerek yok.
Bugün, küçük ama sahici bir seçimle başlayabilirsin.

Belki bir “hayır”la.
Belki bir “ben artık böyle hissetmiyorum” demeyle.

Belki sadece bir durup, kendine şu soruyu sormayla;

Bu hayat gerçekten bana mı ait?

Bu soruyu dürüstçe sorduğun an, yeni çağ senin için başlamış demektir.

Yeni sen, orada bir yerde, seni bekliyor.
Ruhun hazırsa, hayat da hazırdır.

Sevgiyle Kal…

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Yazıları
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video