Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
PUSULA SWISS
19 ŞUBAT 2025
Aynı gemideyiz: Nefretin değil, birlikteliğin yanında olmalıyız
Dünya tarih boyunca pek çok zorlu dönemden geçti. Savaşlar, krizler, ekonomik dalgalanmalar, göç hareketleri… Ancak ne yaşanırsa yaşansın, insanlığın ortak bir gerçeği var: Hepimiz aynı gemideyiz.

Geçtiğimiz aralık ayında Almanya’nın Magdeburg kentinde yaşanan Noel pazarı saldırısı, hepimize acı bir gerçeği tekrar hatırlattı. Bir bireyin bilinçsiz veya kasıtlı eylemleri, yüzlerce insanın hayatını etkiledi ve toplumsal huzuru sarstı. Bu tür olaylar sadece masum canların yitirilmesine neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumda öfke ve nefret duygularını körüklüyor. Olayın ardından Magdeburg’da göçmen karşıtı duyguların arttığını, ırkçı saldırıların yükseldiğini ve farklı kökenlerden insanların korku içinde yaşamaya başladığını gördük. Peki, gerçekten ihtiyacımız olan bu mu?

Bir bireyin işlediği suç, bir topluluğun tamamını suçlu ilan etmek için yeterli midir? Adaletin bireysel olması gerektiğini unutuyoruz. Oysa bizi insan yapan şey, farklılıklarımızı kabul ederek barış içinde bir arada yaşamaktır. Tarih boyunca her toplum, farklı kökenlerden, farklı inançlardan gelen insanlarla birlikte var oldu. Bir bireyin hatasını tüm bir topluluğa mal etmek, sadece nefreti körükler ve toplumsal ayrışmayı daha da derinleştirir.

Magdeburg’daki saldırıdan sonra Avrupa’nın birçok ülkesinde aşırı sağcı siyasilerin sesi daha da yükselmeye başladı. Almanya başta olmak üzere Fransa, Hollanda, İtalya ve Avusturya gibi ülkelerde göçmen karşıtı siyasetçiler her geçen gün daha fazla güç kazanıyor. Bu da, gelecekte Avrupa’da yaşayan göçmen halkların kendilerini daha az güvende hissedeceği anlamına geliyor.

Bugün Almanya’nın bazı kentlerinde göçmenlere karşı artan sözlü ve fiziksel saldırılar, aşırı sağcı partilerin yükselişiyle birlikte daha sistematik bir hal alabilir. Magdeburg’da yaşanan olay sonrasında aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin daha da güçlendiğini, toplum içinde kutuplaşmanın arttığını görüyoruz. Eğer toplumlar nefret politikalarına teslim olursa, bu sadece göçmenler için değil, toplumsal barış için de büyük bir tehdit haline gelir.

Göçmen karşıtı duyguların körüklenmesi, yalnızca belli bir grubu değil, Avrupa’da barış içinde bir arada yaşamak isteyen tüm halkları etkileyecektir. Bugün azınlıklar hedef gösteriliyorsa, yarın başka bir grup bu nefretin kurbanı olabilir. Toplumların nefret ve korku yerine, ortak bir gelecek inşa etmeye odaklanması gerekir.

Hangi dinden, hangi milletten, hangi kültürden olursak olalım, hepimizin en temel ihtiyacı güvende ve huzur içinde yaşamak değil mi? Bir kişinin saldırgan eylemleri nedeniyle, bir topluluğun tamamını dışlamak ve onlara düşmanlık beslemek, en hafif tabiriyle adaletsizliktir. İnsanların birbirine duyduğu saygıyı, birkaç fanatiğin saldırısı nedeniyle kaybetmemesi gerekir.

İçinde yaşadığımız dünyada çözmemiz gereken çok daha büyük sorunlar var. Küresel ısınma, ekonomik krizler, savaşlar, gıda güvenliği, sağlık sistemlerindeki çöküşler… Tüm bunlarla mücadele etmemiz gerekirken, neden enerjimizi birbirimize karşı duyduğumuz öfkeye harcıyoruz?

Bu noktada medyanın ve siyasilerin de büyük bir sorumluluğu var. Dili, dini, ırkı farklı olan insanlara yönelik nefret söylemleri yerine, birleştirici mesajlar vermeliyiz. Bir bireyin hatasını tüm bir gruba mal etmek yerine, toplumlar arasındaki dayanışmayı ve barışı güçlendirmeliyiz.

Hangi kökenden gelirse gelsin, herkes aynı gökyüzünün altında yaşıyor. Dünya hepimizin evi ve onu korumanın tek yolu, birbirimize karşı anlayış ve hoşgörüyle yaklaşmaktır. Birbirimize karşı ön yargılarımızı, korkularımızı bir kenara bırakıp, ortak sorunlarımıza çözüm aramalıyız.

Bugün nefretin ve ayrımcılığın körüklenmesine izin verirsek, yarın bunun bedelini hep birlikte öderiz. Bu yüzden, farklılıklarımızı kabul ederek, birlikte yaşama kültürünü koruyarak ve dayanışma içinde hareket ederek geleceğimizi birlikte inşa etmeliyiz.

Daha güzel bir dünya için, daha barışçıl bir gelecek için... Aynı gemide olduğumuzu unutmayalım

Bu Kategoriye Ait haberler
Pusula Swiss 2024. Tüm Hakları Saklıdır