Yıldız, ayrıca geçen hafta BM Genel Kurulu'nda kabul edilen Gazze kararını olumlu bulduklarını belirterek, bölgede yaşanan insani felaketin dayanılmaz boyutlara ulaştığını ifade etti.
Suriye'deki durumun küresel ölçekte iyimserlik yarattığını dile getiren Yıldız, bu olumlu gidişatın, bölgedeki olumsuz gelişmeler nedeniyle sekteye uğramaması gerektiğine dikkat çekti. İsrail'in İran’a yönelik saldırılarının ardından ortaya çıkan şiddetin Suriye’ye yayılmasının önlenmesinin şart olduğunu belirten Yıldız, Tel Aviv’in kışkırtıcı politikalarının kontrol altına alınması gerektiğini söyledi.
İsrail'in Suriye topraklarına yönelik hava saldırılarını ve bu ülkeye yönelik müdahalelerini eleştiren Yıldız, bu eylemlerin sadece Suriye'nin iç istikrarını zayıflatmadığını, aynı zamanda terörle mücadele kapasitesine de zarar verdiğini dile getirdi. İsrail’in bu saldırılarla hem bölgesel hem de küresel güvenliği tehdit ettiğini savunan Yıldız, Şam’ın egemenliğine yönelik bu ihlallerin son bulması çağrısında bulundu.
"Suriye’nin geleceği terörün gölgesinde kalmasın"
Suriye'de çeşitli terörist grupların istikrarsız ortamdan faydalandığına işaret eden Yıldız, DEAŞ dahil tüm terör unsurlarına karşı mücadelede Türkiye'nin işbirliğine hazır olduğunu ifade etti. Suriye'nin geleceğinin PKK/YPG ve DEAŞ gibi yapılar tarafından şekillendirilmemesi gerektiğini belirtti.
"SDG" ismiyle bilinen YPG/PKK unsurlarının Şam yönetimiyle vardığı 10 Mart anlaşmasına uymadığını dile getiren Yıldız, bu grupların sürdürdüğü eylemlerin ülke genelindeki güvenliği daha da karmaşık hale getirdiğini söyledi. Yıldız, tüm terörist yapıların dağıtılması, silahların bırakılması ve bu unsurların Suriye’den tamamen çıkartılması gerektiğini ifade etti.
"Gazze’deki Felaket İnsanlık İçin Sınav"
BM Genel Kurulu'nda Gazze'ye ilişkin kabul edilen kararı değerlendiren Yıldız, İsrail’in İran’a saldırıları nedeniyle ertelenen oturumun devamında söz aldı. Gazze’de sivillerin korunmasını ve uluslararası insani hukukun uygulanmasını hedefleyen kararın onaylanmasından memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Yıldız, Gazze’deki insani durumun bir felaket boyutuna ulaştığını, milyonlarca insanın açlık, yıkım ve insani yardıma erişememe gibi koşullar altında büyük acılar çektiğini belirtti. Krizin artık sadece bir insani acil durum olmadığını, aynı zamanda tüm insanlık ve ahlaki değerler açısından bir sınav niteliği taşıdığını kaydetti.
"Yardım Siyasete Alet Edilmemeli"
İnsani yardımın yalnızca BM koordinasyonuyla yapılması gerektiğini belirten Yıldız, ABD ve İsrail’in desteklediği Gazze İnsani Yardım Vakfı gibi yapıların tarafsızlığı zedelediğini ve insan onurunu riske attığını söyledi. Alternatif yardım mekanizmalarının yaşattığı trajik can kayıplarını da hatırlatarak, bu tür girişimlerin bedelinin ağır olduğunu ifade etti.
Yıldız, insani yardımın bir lütuf değil, uluslararası hukuk ve ahlaki sorumluluk olduğunu belirtti. Gazze’ye yardım ulaştırılmasının tüm sınır kapıları üzerinden, BM gözetiminde ve engelsiz biçimde yapılması çağrısında bulundu.
"Güvenlik konseyi reformu şart"
Yıldız, Türkiye’nin uzun süredir daha demokratik, temsili ve etkin bir Güvenlik Konseyi için çağrıda bulunduğunu anımsatarak, Gazze’ye yönelik yardım ve ateşkes kararının ABD tarafından veto edilmesinin üzücü olduğunu söyledi.
BM Güvenlik Konseyi'nin 4 Haziran'daki toplantısında, geçici üyelerin sunduğu Gazze tasarısı, Hamas’a atıf yapılmadığı gerekçesiyle ABD tarafından veto edilmişti. Bunun ardından, 12 Haziran'da Genel Kurul’da İspanya öncülüğünde ve Türkiye dahil birçok ülkenin desteğiyle benzer bir karar oylamaya sunulmuştu. 193 üyeden 149’u lehte oy kullanırken, 12 ülke karşı çıkmış, 19 ülke ise çekimser kalmıştı.
Bu kararla birlikte, Gazze’de acil ateşkes sağlanması, esirlerin serbest bırakılması ve İsrail’in sınır kapılarını insani yardımlara açması yönünde çağrıda bulunulmuştu. Karara karşı çıkan ülkeler arasında ABD, İsrail, Macaristan ve Paraguay yer almıştı.
