İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, Altaylı hakkında "Cumhurbaşkanını tehdit" (TCK 310/2 delaletiyle 106/1) suçundan resen soruşturma başlatıldığı bildirildi. Gözaltı işleminin, emniyete verilen talimat doğrultusunda gerçekleştirildiği ifade edildi.

Altaylı, emniyetteki sorgusunun ardından 21 Haziran’da adliyeye sevk edildi. Savcılıktaki ifadesinde, suçlamaları reddederek, yayında tarihi bilgiler verdiğini ve sözlerinin bağlamından koparılarak çarpıtıldığını söyledi. Videonun yaklaşık 3 dakikalık orijinal halinde tarihsel yorum yaptığını belirten Altaylı, kamuoyuna sunulan 30 saniyelik kesitte ise anlamın değiştirildiğini savundu.

Savcılık, Altaylı’nın beyanlarının Cumhurbaşkanı’na tehdit suçunu oluşturduğu gerekçesiyle tutuklama talebinde bulundu. Sevk yazısında, tehdit suçunun “fiili saldırı” kapsamında değerlendirildiği, Altaylı’nın sözlerinin TCK’nın 310/2 ve 106/1 maddeleri uyarınca suç teşkil ettiği ifade edildi. Mahkeme, suç şüphesinin kuvvetli olduğu, sözlerin ikrar edildiği ve delillerle desteklendiği, ayrıca kaçma şüphesi bulunduğu gerekçesiyle Altaylı’nın tutuklanmasına karar verdi.

İfade özgürlüğü tartışması
Altaylı savunmasında, yayın sırasında Cumhurbaşkanı’na yönelik herhangi bir tehdit veya hakaret kastı olmadığını, Türk halkının tarih boyunca yöneticilere karşı eleştirel bir duruş sergilediğini anlatmak amacıyla tarihsel örnekler verdiğini dile getirdi. 45 yıllık meslek hayatında kimseyi tehdit etmediğini belirten Altaylı, söz konusu videonun, Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu gibi tarihçilerin daha önce dile getirdiği görüşlere benzer olduğunu kaydetti.

İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise yaptığı açıklamada, Altaylı'nın ifadelerinin Cumhurbaşkanını tehdit ettiğinin açık olduğunu savundu. DMM, Altaylı’nın YouTube yayınında bir ankete atıfta bulunarak "Bu millet padişahını boğmuş bir millettir" şeklindeki sözlerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili yöneltilen bir soruya cevaben sarf edildiğini ve bunun da tehdidi açıkça oluşturduğunu belirtti. DMM, bu sözlerin ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesinin hukuki olmadığını, suçun Ceza Kanunu kapsamında açık şekilde tanımlandığını kaydetti.

Tepkiler

Altaylı'nın tutuklanması kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Fatih Altaylı gazetecidir. Serbest bırakılmalıdır” ifadeleriyle tepki gösterdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da tutuklama kararının hukuka aykırı olduğunu savunarak, Altaylı’nın derhal serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, kararın halkın haber alma hakkına yönelik bir tehdit oluşturduğunu belirtti. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise tutuklama kararını "Şaka mısınız?" diyerek eleştirdi. Anahtar Parti lideri Yavuz Ağıralioğlu, söz konusu açıklamaların tehdit olarak değerlendirilemeyeceğini ve Türkiye’nin hukuk devleti niteliğiyle bağdaşmadığını vurguladı.

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da sosyal medya paylaşımında, “Gazetecilerin, siyasetçilerin ya da yurttaşların düşüncelerinden dolayı tutuklanması kabul edilemez. Bu, korkuyu ve adaletsizliği büyütür” diyerek tepkisini dile getirdi.