Bu kez dikkat çeken fark, kararın parti yönetimi tarafından değil, bizzat delegeler tarafından alınmış olmasıydı. CHP, yaklaşık 900 delegenin imzasıyla 21 Eylül’de gerçekleşecek olağanüstü kurultayı, partideki krizin yönünü değiştirecek kritik bir adım olarak değerlendiriyor.
Kurultay kararı nasıl alındı?
İstanbul İl Yönetimi’ne kayyum atanmasının ardından CHP, kısa süreli şokun etkilerini üzerinden atmak ve krizlerden çıkış planlarını devreye almak için olağanüstü kurultay senaryosunu gündeme aldı. Bu kapsamda, hem İstanbul delegelerinden hem de kurultay delegelerinden ayrı ayrı imzalar toplandı. Sadece 1,5 günde, 1200 kayıtlı delegenin yaklaşık 1000’i olağanüstü kurultay çağrısına ıslak imza ile destek verdi.
Gece yarısı hamlesi
Toplanan imzalar, gece yarısı seçim kurulu kapısı açtırılarak Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na teslim edildi. Bu adım, kararın mevcut yönetim yerine doğrudan delegeler tarafından alındığını ortaya koydu. Parti kulislerinde, bu yöntemin, önceki olağanüstü kurultaydan farklı olarak iradenin tartışmasız bir şekilde gösterilmesi anlamına geldiği yorumları yapılıyor.
Nisan ayında yapılan olağanüstü kurultay, Genel Merkez’in inisiyatifiyle toplandığı için yargı süreçlerinde “delege iradesi sakatlandı” iddiaları sona erdirilememişti. Bu nedenle bu kez, delegelerin doğrudan çağrısı yöntemi tercih edildi ve olağanüstü kurultaya ayrı bir meşruiyet kazandırılması amaçlandı.
Kurultay durdurulabilir mi?
CHP kaynakları, olağanüstü kurultayın hukuken ertelenemeyeceği veya durdurulamayacağı görüşünde. Çünkü karar Genel Merkez yerine delegeler tarafından alındı. 15 Eylül’de yargıdan çıkacak olası kararlar ne olursa olsun, 21 Eylül’de olağanüstü kurultay yapılabilecek. Ayrıca, Yüksek Seçim Kurulu’nun son kararının da kurultay sürecinin mahkemelerce engellenemeyeceğine işaret ettiği belirtiliyor.
İstanbul delegelerinin taktiği
Dikkat çeken bir detay, imza verenler arasında İstanbul delegelerinin bulunmaması. Bunun ilgisizlikten kaynaklanmadığı, bilinçli bir tercih olduğu ifade ediliyor. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla görevden uzaklaştırılan İstanbul delegeleri, imza verseydi “kurultay iradesi sakatlandı” tartışmalarına yol açılabileceği endişesiyle sürece katılmadı. Parti kulislerinde bu stratejinin, olağanüstü kurultayın meşruiyetinin tartışmaya açılmaması amacıyla benimsendiği dile getiriliyor.
Özel’in gücünü gösteren tablo
Olağanüstü kurultaya destek veren yaklaşık 900 delegenin çoğu, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde seçilmiş isimlerden oluşuyor. Buna rağmen, neredeyse tüm delegelerin mevcut Genel Başkan Özgür Özel’in yanında saf tutması, Özel’in parti tabanındaki güçlü meşruiyetinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Bu tabloya bakıldığında, kurultayın hangi şartta ve zamanda yapılırsa yapılsın Özel’in başarılı olacağı öngörülüyor.
15 Eylül hesapları
Kulislerde konuşulan bir diğer boyut, yargı takvimi ile ilgili. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kayyum kararı, 15 Eylül’de Ankara’dan da benzer bir karar çıkma olasılığını artırıyor. Olağanüstü kurultay hamlesinde bu ihtimal de göz önünde bulunduruldu. Eğer mahkeme 15 Eylül’de Kılıçdaroğlu’nun yolunu açsa bile, delegelerin değiştirilmeye fırsatı olmadan kurultay mevcut delege yapısıyla gerçekleştirilecek. Bu hesap, sürecin en kritik adımı olarak değerlendiriliyor.
