
Yeni yayımlanan bir araştırma, esrar ya da sentetik kannabinoid kullanan bireylerin kalp hastalıklarından hayatını kaybetme olasılığının iki kat fazla olduğunu ortaya koydu.
Avrupa’da keyfi esrar kullanımı hâlâ büyük oranda yasal değil; ancak Avrupa Birliği Uyuşturucu Ajansı (EUDA) verilerine göre yaklaşık 24 milyon yetişkin – yani nüfusun %8,4’ü – son bir yıl içerisinde esrar tüketti.
Piyasada bulunan esrar ürünleri, geçmişe kıyasla hem daha güçlü hem de daha çeşitli hâle geldi. Artık sadece marihuana içmekle sınırlı kalmayan kullanıcılar; yenilebilir ürünler, esrar özleri ve yüksek oranda THC (tetrahidrokannabinol) içeren sentetik formlara da yöneliyor. THC, esrara psikoaktif etkisini veren temel kimyasal madde olarak biliniyor.
Bu çeşitlilik ve potansın yükselmesi, günümüzde kullanılan esrarın sağlık üzerindeki etkilerine dair daha ciddi soru işaretlerine yol açtı. Heart isimli tıp dergisinde yayımlanan son analiz, bu endişelerin yersiz olmadığını vurguluyor.
Araştırma bulgularına göre, esrar kullanımı kalp hastalığına bağlı ölümleri iki katına çıkarıyor; bununla birlikte felç geçirme riskini %20, kalp krizi ve benzeri akut koroner sendromlara yakalanma olasılığını ise %29 oranında artırıyor. Akut koroner sendrom, kalbe yeterince kan gitmemesiyle ortaya çıkan acil bir durumu ifade ediyor.
California Üniversitesi San Francisco’dan Stanton Glantz ve Dr. Lynn Silver, bu çalışmayla ilgili yaptıkları değerlendirmede, “Bu veriler, esrarın kalp sağlığı açısından zararsız olduğu yönündeki varsayımları ciddi biçimde sarsıyor,” ifadelerine yer verdi.
Fransız araştırmacıların yürüttüğü bu çalışma, 2016 ile 2023 arasında gerçekleştirilen 24 ayrı araştırmadan elde edilen gerçek dünya verilerini temel alıyor. Katılımcıların çoğunluğu 19 ile 59 yaş arasında yer alırken, esrar kullanıcılarının genel olarak daha genç ve erkek bireyler olduğu belirtildi.
Bununla birlikte, çalışmanın bazı sınırlamaları da var. Araştırmaların çoğu gözlemsel olduğundan, esrarın doğrudan kalp sorunlarına neden olduğu net biçimde ortaya konamıyor. Bu nedenle esrarın kalp sağlığı üzerindeki etkilerini daha iyi anlayabilmek için ileri düzey araştırmalara ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca esrarın farklı kullanım şekillerinin (sigara, yenilebilir ürün ya da sentetik formlar) risk düzeyinde farklılık yaratıp yaratmadığı da hâlâ belirsiz.
Tüm bu kısıtlamalara rağmen, araştırma ekibi yaptıkları analizlerin bugüne dek esrar ve kardiyovasküler hastalıklar arasındaki ilişkiyi inceleyen en kapsamlı çalışmalar arasında yer aldığını belirtiyor.
Glantz ve Silver, birçok ülkede esrar düzenlemelerinin esnetilmesiyle birlikte bu ürünlerin erişiminin kolaylaştığını vurgulayarak, esrar içerikli ürünlerin üzerine sağlık uyarılarının eklenmesi ve pasif maruziyeti önleyecek politikalar geliştirilmesi gerektiğini savundu.
Ayrıca şu çağrıda bulundular: “Esrar, kalp ve damar hastalıklarını önlemeye yönelik halk sağlığı stratejilerine mutlaka dâhil edilmeli.”