
Ancak birçok çalışan, tatil tarihlerini aylar öncesinden planlamış ve rezervasyonlarını çoktan yaptırmıştı. Bir çalışan, bu uygulamanın hukuken geçerli olup olmadığını İsviçre’nin SRF Espresso programına sordu. Cevap, birçok işçi için önemli bir hatırlatma niteliğinde.
Yasaya göre, bir işveren çalışanların tatil tarihini belirleyebilir. Ancak bu yetki sınırsız değildir. Uygulamada, çalışanlara tatil tarihleri en az üç ay önceden bildirilmelidir ki insanlar özel yaşamlarını buna göre planlayabilsin. Daha da önemlisi, işverenlerin önceden onayladığı tatilleri sonradan iptal etmesi veya değiştirmesi sadece istisnai durumlarda – yani acil ve meşru işletme gerekçeleri olduğunda mümkündür.
Bununla birlikte, işverenler toplu tatil (Betriebsferien) uygulamasına gidip çalışanların izinlerini bu döneme denk getirmek istiyorsa, bunun çalışma sözleşmesinde açıkça belirtilmiş olması gerekir. Aksi takdirde, çalışanlara zorla bu tarihlerde izin kullandırmak mümkün değildir.
Hukuki açıdan dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da fazla mesailerdir. Eğer bir çalışan kabul etmezse, fazla mesai sadece ücret olarak ödenebilir. Zorla telafi çalışması (kompanzasyon) yapılması yasal değildir.
Somut örnekte ise, şirket iş hacmindeki düşüş nedeniyle yaz tatilini uzatabilir. Ancak bu değişiklikle birlikte çalışanlardan, istemedikleri halde yıllık izinlerinden daha fazlasını kullanmaları ya da eksiye düşmeleri istenemez. En iyi çözüm, şirketin bu konuda çalışanlarıyla gönüllülük esasına dayalı bir diyalog kurmasıdır. Kim ekstra bir hafta tatil yapmak istiyorsa, bunu kendi tercihiyle ve mevcut izin hakları doğrultusunda yapabilir. Ama kimse bu konuda zorlanamaz.