
Birkaç dakikalık gecikme, 40 franklık bir ceza... Cenevreli bir sürücünün “sadece randevuma yetişmeye çalışıyordum” sözleri, İsviçre’deki ceza düzeninin ne kadar titiz çalıştığını özetliyor. Halk arasında “bûche” olarak bilinen bu para cezaları, ülkenin her köşesinde karşımıza çıkıyor.
Otopark, çöp, trafik — İsviçre’de hemen her alanda uygulanan “amende d’ordre” (idari para cezası) sistemi, kamu gelirlerine milyonlar kazandırıyor. Ancak birçok kişi bu düzenin artık “cezalandırma değil, kazanç aracı” haline geldiğini savunuyor.
Cenevre’den Sion’a kadar her yerde ceza sistemi
Cenevre’de park denetiminden sorumlu yetkililer, 40 ila 140 frank arasında ceza kesebiliyor. Bazı bölgelerde kullanıcılar bu durumu kabullenmiş durumda. Özellikle banka bölgesinde çalışan bazı kişiler, her ay 2000 ila 3000 franklık “ceza bütçesi” ayırdıklarını söylüyor.
Benzer bir uygulama Valais kantonunun Sion kentinde de görülüyor. Burada görevliler, yanlış atık atımı veya çöp poşetlerini yanlış günlerde bırakma gibi eylemleri denetliyor. Bu tür ihlallerin cezası 100 ila 150 frank arasında değişiyor.
2019’dan sonra kapsam genişledi
Başlangıçta yalnızca trafikle sınırlı olan sistem, 2019 itibarıyla günlük davranışlara da uygulanmaya başladı. Cenevre Üniversitesi Ceza Hukuku Profesörü Yvan Jeanneret, bu durumu “İsviçre tarzı mükemmeliyetçilik” olarak tanımlıyor:
“İsviçre, küçük kusurları bile yasalarla düzenleme eğiliminde. Ancak bazı durumlarda bu, adaletin değil, mali dengenin aracı haline geliyor.”
Cezalarla dolu kasalar
2024 yılında Jura kantonu polisi yaklaşık 32.000 para cezası keserek 2,2 milyon frank gelir elde etti. Yetkililer bunun idari verimlilik sağladığını savunuyor. Ancak sistemin “anonim ödeme” özelliği, cezaların gerçek sorumlular yerine başkaları tarafından ödenmesine de olanak tanıyor.
Jeanneret’e göre bu durum, cezanın caydırıcı özelliğini zayıflatıyor:
“Ceza hukukunun amacı para toplamak değil, bireyin davranışını düzeltmektir.”
Adalet mi, aşırı düzen mi?
İsviçre’nin küçük hatalara bile ceza kestiği bu sistem, toplumda düzenin korunmasına katkı sağlıyor. Ancak aynı zamanda “her davranışın bir bedeli” anlayışının, özgürlük ve orantılılık ilkeleriyle çeliştiği yönünde eleştiriler de artıyor.