Bu sonuçların temelini, salı günü yayımlanan ch-x gençlik anketleri (eski adıyla asker adayları anketi) kapsamında yapılan bir çalışma oluşturuyor. Araştırma için yaklaşık 64.000 genç erkek ve 14.000 genç kadın sorgulandı. Amaç, gençlerin eğitim ve iş hayatına geçişinde kişisel sosyal ağların rolünü incelemekti – şimdiye dek büyük ölçüde araştırılmamış bir alan.
Projenin bilimsel direktörü Luca Bertossa, Bern’de yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Bu, İsviçre’de genç yetişkinlerin kişisel ağlarına dair hazırlanan ilk detaylı harita.”
Araştırmanın gelecekteki gençlik politikasına katkı sunması bekleniyor.
Dokuzdan Az Önemli Kişi
Araştırmanın temel sonuçlarından biri: Genç yetişkinlerin çoğu, en önemli sosyal çevre olarak ailelerini gösteriyor. Öte yandan yalnızca üç gençten biri, bir partneri sosyal ağı içinde önemli bir kişi olarak tanımlıyor.
Cenevre Üniversitesi’nden sosyolog Eric Widmer, sosyal medyaya rağmen gençlerin 10, 20 hatta 50 kişiden oluşan dev sosyal ağlara sahip olmadığını belirtiyor. Araştırmaya göre erkekler sosyal çevrelerinde ortalama 7’den az, kadınlar ise 9’dan az önemli kişiye sahip olduğunu bildiriyor.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 15’i sosyal açıdan izole kabul ediliyor. Bu kişiler, hem sınırlı sayıda önemli bağa sahip hem bu kişilerle nadiren temas kuruyor hem de kriz zamanlarında sınırlı desteğe erişebiliyor.
Coğrafi Çevreden Çıkmıyorlar
Araştırma, gençlerin sosyal temaslarının sayısını ve çeşitliliğini; ebeveynlerin maddi durumu, aile yapısı ve gençlerin mesleki statüsünün belirgin biçimde etkilediğini gösteriyor.
Örneğin tek ebeveynli veya maddi sıkıntı yaşayan ailelerden gelen gençlerin daha az düzenli sosyal teması var. “Bu kişiler, temas eksikliği nedeniyle iki kat dezavantajlı,” deniyor raporda.
Başka bir bulgu ise genç yetişkinlerin yakın çevrelerinin büyük ölçüde yaşadıkları bölge içinde veya yakınlarında bulunması.
Ayrıca çalışma, çevrimiçi ve yüz yüze temaslar arasında dengeli bir ilişki olduğunu gösteriyor. Widmer’e göre: “Gerçek sosyal ilişkilerin, çevrimiçi ilişkiler tarafından bastırıldığına dair bir kanıt yok.”
Ayrıca, genç yetişkinlerin sosyal ağlarının esas olarak arkadaşlık ve romantik ilişkilerden oluştuğu yönündeki hipotez de doğrulanmadı. Bu ilişkiler bulunsa da ailenin merkezi rolü değişmiyor.
