
Federal Hükümet, bu inisiyatifin ülkenin refahını, sürdürülebilir ekonomik gelişimini ve iç güvenliğini tehdit ettiğini belirterek, İsviçre’nin Avrupa Birliği (AB) ile sürdürdüğü ikili ilişkiler modelini de temelinden sarsacağını ifade etti.
Adalet Bakanı’ndan Uyarı: “Refah ve Güvenlik Tehlikede”
Adalet Bakanı Beat Jans, düzenlediği basın toplantısında, inisiyatifin kabul edilmesi hâlinde İsviçre'nin serbest dolaşım anlaşmasını feshetmek zorunda kalabileceğini belirtti. Jans, bunun sonucunda AB iç pazarına ayrıcalıklı erişimi sağlayan Bilateral I anlaşmalarının da sona ereceğini, dolayısıyla ülkenin ekonomik işleyişi ve güvenliğinin ciddi şekilde zedeleneceğini vurguladı.
“Konu, İsviçre’nin hareket kabiliyeti, refahı ve güvenliğidir.”
– Beat Jans, Adalet Bakanı
Ayrıca Jans, İsviçre'nin Schengen ve Dublin sistemlerine katılımını da kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağını, bunun ise düzensiz göç artışı ve sığınma sisteminin üzerindeki yükün katlanması anlamına geleceğini ifade etti. Schengen sayesinde İsviçre’nin bir sığınmacının ilk başvuru yaptığı ülkeye gönderim imkânına sahip olduğunu hatırlatan Jans, bu sistemin çökmesi durumunda daha fazla mülteci başvurusunu doğrudan İsviçre'nin kabul etmek zorunda kalacağını belirtti.
Karşı Teklif Sunulmayacak, Alternatif Koruma Mekanizmaları Mevcut
Federal Hükümet, SVP’nin önerisine doğrudan veya dolaylı herhangi bir karşı öneri getirmeyeceğini açıkladı. Hükümete göre, böyle bir adım, ülkenin uluslararası yükümlülükleriyle çelişeceği gibi, büyüyen iş gücü ve uzman açığını da derinleştirecek.
Bunun yerine, İsviçre’nin halihazırda AB ile üzerinde uzlaşmaya vardığı geçici koruma önlemleri ve istisna mekanizmaları bulunuyor. Bu mekanizmalar, gerektiğinde göçü sınırlandırmaya ve iş gücü piyasası ile konut sektöründe denge sağlamaya yönelik esnek araçlar sunuyor.
İnisiyatifin Kapsamı ve Riskleri
SVP’nin 3 Nisan 2024’te Bern’de resmi olarak sunduğu inisiyatif, İsviçre nüfusunun 10 milyonu geçmesini engellemeyi hedefliyor. Ancak Federal Hükümet, nüfus artışının öncelikli olarak çalışma hayatı kaynaklı olduğunu ve zaten konut arzındaki daralmaya karşı önlemler alındığını belirtiyor.
Hükümetin vurgusuna göre, izolasyoncu yaklaşımlar, ülkenin uluslararası iş birliklerine zarar verirken, daha maliyetli bir göç ve sığınma sistemi yaratma riskini de beraberinde getiriyor.