Turgut

Dünya hızla değişirken Avrupa, uzun yıllardır ABD'nin güvenlik şemsiyesi altında yürüttüğü politikanın artık yeterli olup olmadığını sorgulamak zorunda kalıyor. NATO’nun geleceği belirsizleşirken, ABD’nin Avrupa’ya olan desteğinin azalması kıtanın kendi savunmasını güçlendirmesi gerektiğini gösteriyor. 

Değişen küresel dengeler, Türkiye’yi Avrupa için vazgeçilmez mi kılıyor?

Özgür

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, her geçen gün hayatımıza daha fazla entegre olan yapay zeka (AI) destekli çeviri programları, iletişim şeklimizi köklü bir şekilde değiştirmeye devam ediyor. Özellikle çok dilli yaşamın ön planda olduğu İsviçre gibi bir ülkede, bu tür teknolojilerin faydaları oldukça belirgin. 

Çok dilli İsviçre'de AI destekli çeviri programları

Hülya

Bir iş kurmak heyecan verici bir yolculuktur. Aynı zamanda belirsizliklerle karşılaşmak, zorlukların üstesinden gelmek ve fırsatları değerlendirmek demektir. 

Beş Yaygın Girişimci Hatası

Ferah

Pusula Swiss'in değerli okuyucuları, merhaba! Ben Ferah Koçak Erdoğan ve bu yazıyla sizlere seslenmeye başlıyorum. Hem kendi düşüncelerimi paylaşmak hem de birlikte yeni keşiflere çıkmak için buradayım. Ama önce, sizlere kısaca kendimden bahsetmek istiyorum.

Stres yönetimi: Kaçış yok ama çıkış var

Isvicre´de 2019'un ilk yarısında 7029 iltica başvurusu yapıldı, bu bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10 daha az. Düşen başvuru sayısına rağmen, çatışma bölgelerinde ve göç yollarındaki gelişme Federal Hükümet için belirsizliğini koruyor.


<p>Devlet Göç Sekreterliği (SEM) Perşembe günü, 2019'un ilk yarısına ait İltica İstatistikleri özetinde; Avrupa'daki göç durumunun rahatlamasının Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika sınırlarında önemli bir göç potansiyeli olduğu gerçeğini değiştirmediğini yazdı.</p><p>&nbsp;Yayınlanan duyuruya göre, İsviçre'deki iltica başvurularındaki düşüş ikinci çeyrekte yüzde 11,2 olarak belirlendi. Haziran ayında ise düşüş neredeyse yüzde 20 civarındaydı. 2019'un ilk yarısında başvuru yapan sığınmacıların önemli bir kısmı Eritre´den (1474 başvuru), Afganistan´dan (597), Suriye´den (511), Türkiye´den (495), Gürcistan´dan (386) ve Sri Lanka´dan (377) idi. Yılın ilk yarısında, yeniden yerleştirme programının bir parçası olarak, Suriye çatışma alanından korumaya muhtaç olan 142 kişi &nbsp;İsviçre´ye giriş yaptı.&nbsp;</p><p>Bu program kapsamında 2019 yılı için 800 kişiye kadar katılım sağlanması planlandı. 2019 Haziran ayının sonunda İsviçre'de yaşayan 60.000 tanınmış mülteci kayıtlıydı. B ve C kimliğine sahip olan mülteciler ve geri dönüş desteği alan kişiler ile birlikte İsviçre'de sığınma alanında toplam 125.000 kişi kayıtlı.</p>

2019'un ilk yarısında yüzde 10 daha az iltica başvurusu yapıldı

Birleşmiş Milletler, 21 Mart’ta ilk kez kutlanan Dünya Buzul Günü'nde 2025 Dünya Su Raporu’nu yayımladı. Raporda dağlık bölgelerin, dünya tatlı su kaynaklarının temel taşı olduğu vurgulanırken, küresel ısınma ve buzul erimesi nedeniyle su güvenliğinin dünya genelinde ciddi tehdit altında olduğu belirtildi.

<h3>Dağlar: Dünyanın Su Kuleleri</h3><p>BM raporuna göre, dünya genelindeki tatlı suyun yaklaşık %60’ı dağlardan kaynaklanıyor. Kar, buz ve dağ yağışları milyarlarca insanın doğrudan veya dolaylı su ihtiyacını karşılıyor. Ancak iklim değişikliği, bu doğal rezervuarları zayıflatıyor. Buzullar hızla eriyor, kar örtüsü her geçen yıl daha da inceliyor ve bu durum hem dağ bölgelerinde hem de aşağı havzalarda su kıtlığı riskini artırıyor.</p><h3>İsviçre de Tehdit Altında: Su Zengini Ülke, Su Sıkıntısı Yaşayabilir</h3><p>“Avrupa’nın Su Şatosu” olarak bilinen İsviçre, hâlâ büyük tatlı su rezervlerine sahip olsa da iklim değişikliği burayı da etkiliyor. 2000 yılından bu yana İsviçre’deki buzulların buz hacmi yaklaşık %40 azaldı. Bilim insanları, ilerleyen yıllarda kurak dönemlerin artacağını, bunun da geçici su sıkıntılarına yol açabileceğini öngörüyor. Uzun vadede İsviçre genel bir su kıtlığı ile karşı karşıya kalmayacak olsa da, bölgesel ve dönemsel sıkıntılar bekleniyor.</p><h3>Küresel Su Tüketimi: Tarım Başrolde</h3><p>Dünya genelinde suyun en büyük kullanıcısı tarım sektörü. Su tüketiminin ortalama %70’i tarımda kullanılıyor. Endüstri ve evsel tüketim ise kalan %30’u oluşturuyor. Ancak bu oran ülkeden ülkeye değişiyor. Gelir düzeyi yüksek ülkelerde sanayi tüketimi daha fazla, düşük gelirli ülkelerde ise tarımın payı daha yüksek.</p><h3>Su Tüketimi Artmasa da Tehlike Devam Ediyor</h3><p>Son on yılda su kullanımı gelişmiş ülkelerde verimlilik sayesinde sabit kalmış olsa da, insanlık bugün 100 yıl öncesine göre sekiz kat daha fazla su tüketiyor. BM’ye göre dünya nüfusunun en az yarısı, yılın belirli dönemlerinde su kıtlığı (water stress) ile karşı karşıya kalıyor. Bu durum, “su açığı” olarak adlandırılan bir olguyu ortaya çıkarıyor; yani insanların talep ettiği su miktarı, doğanın sağlayabileceğinden fazla oluyor.</p><h3>Akıllı Su Yönetimi Mümkün: Yerel Çözümlerden Örnekler</h3><p>BM raporunda bazı ülkelerdeki yenilikçi çözümlere de yer veriliyor. Örneğin Ürdün, sel sularını yer altına sızdırmak için eğimli arazilere çalı dikerek suyun tutulmasını sağlıyor. Hollanda’da ise insanlar yağmur sezonunda yer altı su kaynaklarını doldurmak için aktif şekilde suyu yerin altına pompalıyor. Bu sayede kurak dönemlerde daha dirençli bir altyapı oluşturuluyor.</p>

Su zengini olan İsviçre de tehdit altında: Su sıkıntısı yaşanabilir

İsviçre Federal Hükümeti (Bundesrat), sağ popülist İsviçre Halk Partisi'nin (SVP) önerdiği “10 Milyonluk İsviçre Olmasın (Sürdürülebilirlik İnisiyatifi)” başlıklı halk inisiyatifinin halkoyuna karşı önerisiz olarak sunulmasını ve reddedilmesini parlamentoya tavsiye etti. 

<p>Federal Hükümet, bu inisiyatifin ülkenin refahını, sürdürülebilir ekonomik gelişimini ve iç güvenliğini tehdit ettiğini belirterek, İsviçre’nin Avrupa Birliği (AB) ile sürdürdüğü ikili ilişkiler modelini de temelinden sarsacağını ifade etti.</p><h3>Adalet Bakanı’ndan Uyarı: “Refah ve Güvenlik Tehlikede”</h3><p>Adalet Bakanı Beat Jans, düzenlediği basın toplantısında, inisiyatifin kabul edilmesi hâlinde İsviçre'nin serbest dolaşım anlaşmasını feshetmek zorunda kalabileceğini belirtti. Jans, bunun sonucunda AB iç pazarına ayrıcalıklı erişimi sağlayan Bilateral I anlaşmalarının da sona ereceğini, dolayısıyla ülkenin ekonomik işleyişi ve güvenliğinin ciddi şekilde zedeleneceğini vurguladı.</p><blockquote><p>“Konu, İsviçre’nin hareket kabiliyeti, refahı ve güvenliğidir.”<br>– Beat Jans, Adalet Bakanı</p></blockquote><p>Ayrıca Jans, İsviçre'nin Schengen ve Dublin sistemlerine katılımını da kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağını, bunun ise düzensiz göç artışı ve sığınma sisteminin üzerindeki yükün katlanması anlamına geleceğini ifade etti. Schengen sayesinde İsviçre’nin bir sığınmacının ilk başvuru yaptığı ülkeye gönderim imkânına sahip olduğunu hatırlatan Jans, bu sistemin çökmesi durumunda daha fazla mülteci başvurusunu doğrudan İsviçre'nin kabul etmek zorunda kalacağını belirtti.</p><h3>Karşı Teklif Sunulmayacak, Alternatif Koruma Mekanizmaları Mevcut</h3><p>Federal Hükümet, SVP’nin önerisine doğrudan veya dolaylı herhangi bir karşı öneri getirmeyeceğini açıkladı. Hükümete göre, böyle bir adım, ülkenin uluslararası yükümlülükleriyle çelişeceği gibi, büyüyen iş gücü ve uzman açığını da derinleştirecek.</p><p>Bunun yerine, İsviçre’nin halihazırda AB ile üzerinde uzlaşmaya vardığı geçici koruma önlemleri ve istisna mekanizmaları bulunuyor. Bu mekanizmalar, gerektiğinde göçü sınırlandırmaya ve iş gücü piyasası ile konut sektöründe denge sağlamaya yönelik esnek araçlar sunuyor.</p><h3>İnisiyatifin Kapsamı ve Riskleri</h3><p>SVP’nin 3 Nisan 2024’te Bern’de resmi olarak sunduğu inisiyatif, İsviçre nüfusunun 10 milyonu geçmesini engellemeyi hedefliyor. Ancak Federal Hükümet, nüfus artışının öncelikli olarak çalışma hayatı kaynaklı olduğunu ve zaten konut arzındaki daralmaya karşı önlemler alındığını belirtiyor.</p><p>Hükümetin vurgusuna göre, izolasyoncu yaklaşımlar, ülkenin uluslararası iş birliklerine zarar verirken, daha maliyetli bir göç ve sığınma sistemi yaratma riskini de beraberinde getiriyor.</p>

Federal Hükümetten SVP’nin Göç İnisiyatifine ret tavsiyesi

İsviçreli aileler için en büyük kaygı, artan sağlık sigortası primleri ve yükselen yaşam maliyetleri olmaya devam ediyor. Pro Familia ve sigorta şirketi Pax tarafından yapılan bir anket, ailelerin büyük çoğunluğunun ekonomik sıkıntılar yaşadığını ve geleceğe dair karamsar olduğunu ortaya koydu. 

<p>Anket sonuçlarına göre, İsviçre’deki ailelerin %72’si, gelecek yıllarda maddi durumlarının daha da kötüleşeceğine inanıyor.</p><p><strong>Sağlık Sigortası Primleri Büyük Bir Yük</strong></p><p>Ankete katılan ailelerin yaklaşık yarısı, mevcut gelirlerinin ancak temel ihtiyaçlarını karşılamaya yettiğini belirtti. %7’si ise gelirlerinin yaşam giderlerini dahi karşılamadığını ifade etti. Ailelerin en büyük talebi, sağlık sigortası primlerinin düşürülmesi yönünde.</p><p>Yüksek sigorta primleri ve artan fiyatlar, ailelerin en büyük iki sorunu olarak öne çıkıyor.</p><p>Ailelerin %29’u, iş ve aile hayatını dengelemenin zorluğundan şikayet ediyor ve devletin bu konuda daha fazla destek sunması gerektiğini düşünüyor.</p><p>Emeklilik maaşlarının güvencesizliği, özellikle düşük gelirli ve yarı zamanlı çalışan bireyler için önemli bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor.</p><p><strong>Aileler Tasarruf Yapamıyor</strong></p><p>Ankete göre, İsviçreli ailelerin üçte ikisi her ay 500 İsviçre frangından fazla tasarruf yapamıyor. Katılımcıların yalnızca %20’si ekonomik açıdan herhangi bir kısıtlama yapmadan yaşayabildiğini belirtti. Geri kalan aileler ise tatil, restoran ziyaretleri ve eğlence aktivitelerinden feragat etmek zorunda kalıyor.</p><p><strong>İklim Kaygıları Azaldı</strong></p><p>Önceki yıllara kıyasla, iklim değişikliği ve çevre koruma gibi konulara duyulan endişe azalırken, enerji güvenliği konusundaki kaygılar da büyük ölçüde azaldı. Ankete katılanların sadece %5’i enerji arzı konusunda endişeli olduğunu belirtti. Bu oran, geçen yıl %17 seviyesindeydi.</p><p><strong>Araştırma Detayları</strong></p><p>Bu çalışma kapsamında, İsviçre’nin tüm bölgelerinden toplam 2200 aileyle görüşüldü. Araştırmada, farklı aile yapıları da dikkate alındı. Sonuçlar, İsviçre’de ailelerin maddi kaygılarının yıllardır değişmeden devam ettiğini ve ekonomik belirsizliklerin büyük bir baskı yarattığını gösteriyor.</p>

İsviçreli ailelerin en büyük endişesi maddi sorunlar

Rusya’nın saldırgan politikaları ve Donald Trump’ın NATO’dan uzaklaşma sinyalleri, Avrupa’nın savunma stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Avrupa’daki birçok ülke askeri harcamalarını artırırken, İsviçre’nin güvenlik politikaları ve askeri hazırlıkları da gündemde. 

<p>Yeni Savunma Bakanı Martin Pfister, mevcut askeri kapasiteyi güçlendirmek ve ulusal güvenliği sağlamak için önemli kararlar almak zorunda. Ancak, orduya dair artan eleştiriler, bütçe yetersizlikleri ve altyapı eksiklikleri bu süreci zora sokuyor.</p><h3>İsviçre Ordusunun Durumu: Zayıf Noktalar ve Eksiklikler</h3><p>İsviçre, tarafsızlık ilkesine bağlı kalmasına rağmen, savunma kabiliyetlerini güçlendirme ihtiyacıyla karşı karşıya. SVP Milletvekili Nicolas Kolly, İsviçre’nin askeri hazırlıklarının yetersiz olduğunu belirterek şu sözleri sarf etti:</p><blockquote><p><i>"Bir ülkenin güvenliği, işleyen ve güçlü bir orduya bağlıdır. Eğer İsviçre gerçekten tarafsız ve egemen bir ülke olarak kalmak istiyorsa, ordusuna yeterli kaynakları sağlamalıdır. Bugün gelinen noktada bu sağlanamıyor."</i></p></blockquote><p>Benzer eleştiriler, İsviçre Subaylar Derneği’nde de gündeme geldi. Derneğin üst düzey yetkililerinden Carl-Gustav Mez, mevcut durumu çarpıcı bir benzetmeyle özetledi:</p><blockquote><p><i>"1989’dan bu yana orduya gerekli kaynakların yalnızca yarısı sağlandı. İsviçre ordusu, aç bırakılmış bir hasta gibi."</i></p></blockquote><p>Mez’in dikkat çektiği bazı temel sorunlar şunlar:</p><ul><li>Askeri altyapının yetersizliği: Askeri üsler, lojistik destek ve modernizasyon projeleri yavaş ilerliyor.</li><li>Mühimmat ve malzeme eksikliği: Savunma harcamalarının kısıtlı olması, askeri operasyonların etkinliğini düşürüyor.</li><li>Personel sıkıntısı: Eğitimli asker sayısının azalması, ordunun operasyonel gücünü sınırlıyor.</li></ul><h3>Genç Askerlerin Endişesi: Savaş Çıkar mı?</h3><p>İsviçre’nin askeri eğitim merkezlerinden biri olan Bière’deki askeri eğitim kampında gençler, gelecekte karşılaşabilecekleri belirsizlikten endişeli. 19 yaşındaki Samuel Bonvin, bu konudaki duygularını şu sözlerle ifade etti:</p><blockquote><p><i>"Umarım hiçbir zaman savaşmak zorunda kalmam ama mevcut siyasi atmosfer beni şaşırtmıyor."</i></p></blockquote><p>Öte yandan, Lausanne’da lise öğrencisi olan Noé Vanetti, askerliğe dair şüphelerini dile getirerek, "Acaba orduya katılmak gerçekten doğru mu?" diye sorguluyor.</p><p>Bu kaygılar, orduya katılım oranlarının düşmesine neden olabilir. İsviçre’de zorunlu askerlik hizmeti devam etse de, birçok genç, artan küresel gerilim nedeniyle orduya katılma konusunda çekinceli.</p><h3>Savunma Bakanı Pfister’i Bekleyen Büyük Zorluklar</h3><p>Yeni Savunma Bakanı Martin Pfister, görevine büyük bir baskı altında başladı. İsviçre ordusunu güçlendirmek ve modernize etmek için çözülmesi gereken birçok sorun var:</p><ol><li>İsviçre Silahlı Kuvvetleri’nin altyapı eksiklikleri: Askeri üslerin ve mühimmat depolarının modernizasyonu gerekiyor.</li><li>RUAG’daki milyonluk yolsuzluk skandalı: Devlet destekli savunma şirketi RUAG’da yaşanan usulsüzlükler, savunma sanayisinin güvenilirliğini sarsıyor.</li><li>Havacılık projelerinde yaşanan gecikmeler: İsviçre’nin yeni insansız hava araçları ve savaş uçakları hâlâ faaliyete geçirilemedi.</li></ol><p>Pfister’in bu sorunlarla nasıl başa çıkacağı, İsviçre’nin güvenlik politikasını da şekillendirecek. Savunma bütçesinde artış yapılması, askeri iş birliklerinin güçlendirilmesi ve yeni stratejiler geliştirilmesi bekleniyor. Ancak, kamuoyundaki bazı kesimler, daha fazla silahlanmanın tarafsızlık politikasına zarar vereceğini düşünüyor.</p><h3>İsviçre’nin Gelecek Stratejisi: Tarafsızlık ve Güvenlik Dengesi</h3><p>İsviçre, geleneksel olarak tarafsızlık politikasını benimsemiş bir ülke olsa da, değişen jeopolitik dinamikler yeni kararlar alınmasını zorunlu kılıyor. Avrupa’da artan savunma harcamaları ve NATO’nun güçlenmesi, İsviçre’nin de güvenlik politikalarını gözden geçirmesine neden oluyor.</p><p>Savunma Bakanlığı yetkilileri, İsviçre’nin tarafsız kalırken askeri kabiliyetlerini artırması gerektiğini savunuyor. Önerilen bazı önlemler şunlar:</p><ul><li>Savunma harcamalarının artırılması: Yeni teknolojilere yatırım yaparak ordunun modernize edilmesi.</li><li>Askeri iş birliklerinin güçlendirilmesi: İsviçre’nin Avrupa’daki güvenlik ağlarıyla daha fazla iş birliği yapması.</li><li>Siber güvenlik önlemlerinin artırılması: Dijital tehditlere karşı daha güçlü savunma sistemleri geliştirilmesi.</li></ul><p>Ancak, bu adımların ne kadar sürede hayata geçirileceği ve kamuoyunun tepkisinin nasıl olacağı belirsiz.</p><p>İsviçre’nin savunma stratejisi, gelecekteki uluslararası gelişmelere bağlı olarak şekillenecek. Avrupa’daki askeri hareketlilik göz önüne alındığında, İsviçre’nin ordusunu güçlendirmesi kaçınılmaz görünüyor. Ancak, tarafsızlık ilkesinin korunması ve gereksiz militarizasyondan kaçınılması da büyük bir hassasiyet gerektiriyor.</p><p>Yeni Savunma Bakanı Martin Pfister, bu dengeyi koruyarak İsviçre’nin güvenliğini sağlamaya çalışacak. Ancak artan küresel tehditler, ülkenin güvenlik politikalarının daha sıkı ve etkili hale getirilmesini zorunlu kılıyor.<br><br>Kaynak: SRF</p>

Avrupa ülkeleri savaş ihtimaline karşı silahlanıyor: İsviçre hazır mı?

İsviçre’de sağlık sigortası primleri her yıl artmaya devam ederken, 20 yıldır değişmeyen minimum katılım payı (franchise) için de yeni bir düzenleme geliyor. Federal Konsey, şu an 300 İsviçre Frangı olan bu tutarın artırılmasını planlıyor.

<h3><strong>Neden artırılıyor?</strong></h3><p>Son 20 yılda yaşam maliyetleri ve sağlık giderleri sürekli yükselirken, sigortalı başına düşen sağlık harcamaları iki katına çıktı. Ancak, minimum franchise tutarı hep 300 Frank olarak kaldı. Yetkililere göre, bu artış gecikmiş bir düzenleme ve sağlık hizmetlerine olan talebi azaltarak tasarruf sağlamayı hedefliyor.</p><h3><strong>Tasarruf hedefleniyor</strong></h3><p>Sigorta şirketleri, minimum franchise miktarının 500 Frank’a çıkarılması halinde <strong>1.2 milyar Frank tasarruf sağlanacağını</strong> belirtiyor. Bu da primlerde yaklaşık %3’lük bir düşüş anlamına geliyor. Sigorta sektörü temsilcileri, bu düzenlemenin bireylerin daha bilinçli sağlık harcamaları yapmasını teşvik edeceğini savunuyor.</p><h3><strong>Kronik hastalar ve düşük gelirli kişiler risk altında</strong></h3><p>Ancak, kronik hastalar ve yaşlılar için bu artış büyük bir mali yük oluşturabilir. Düzenleme, özellikle sağlık hizmetlerine sık ihtiyaç duyan düşük gelirli bireyleri ve yaşlıları zor durumda bırakabilir. Caritas yetkilileri, İsviçre’de <strong>1.3 milyon kişinin yoksulluk sınırında yaşadığını</strong> ve birçok kişinin zaten sağlık harcamalarından kaçındığını belirtiyor.</p><h3><strong>Yoksulluk ve borç riski</strong></h3><p>Düşük gelirli bireylerin sağlık hizmetlerinden uzaklaşması, ilerleyen süreçte daha yüksek tedavi maliyetlerine yol açabilir. Ayrıca, kira ve gıda fiyatlarının da artmasıyla birlikte, bu düzenlemenin yoksulluk riskini artırabileceği ve bazı kişileri borçlanmaya zorlayabileceği ifade ediliyor.</p>

İsviçre’de sağlık sigortasında alt limit (franchise) yükseliyor

Empa araştırmacıları, binaların enerji tüketimini optimize eden öngörülü bir kontrol algoritması geliştirdi. Bu sistem, kullanıcıların konforunu bozmadan enerji tüketimini planlıyor ve şebeke üzerindeki yükü dengeliyor.

Yapay zeka destekli binalar ile daha verimli enerji kullanımı

İsviçre Konfederasyonu’nun 2027 yılı için önerdiği bütçe kesintileri kantonların tepkisini çekti. Kanton yönetimleri, Federal Konsey’in kendilerini hazırlık sürecine dahil etmemesini eleştirdi.

İsviçre kantonları, planlanan federal bütçe kesintilerine karşı çıkıyor

İsviçre’de fazla kilolu bireylerin oranı son yıllarda hızla arttı. Yetişkin nüfusun yüzde 43’ü fazla kilolu ve bu durum özellikle erkeklerde daha yaygın. Obezite, giderek büyüyen bir halk sağlığı sorunu haline gelirken, Aarau Kantonal Hastanesi Obezite Merkezi’nde başvuru sayıları rekor seviyeye ulaştı.

İsviçre’de obezite alarm veriyor: Aşırı kilolu bireylerin sayısı ikiye katlandı

İsviçre’de satılan fırın ürünlerinin menşei artık açıkça belirtilmek zorunda. Yapılan araştırmalar, ülkedeki büyük perakende zincirlerinde satılan fırın ürünlerinin dörtte birinin (yaklaşık %24) yurtdışından geldiğini ortaya koydu.

İsviçre’de fırın ürünlerinde yeni dönem: Menşei bilgisi zorunlu oldu

İsviçre'de toplu taşımada bilet almadan seyahat edenlerin sayısı rekor seviyeye ulaştı. ÖV-Branş Birliği Alliance Swisspass, geçen yıl bir milyondan fazla kişinin biletsiz yakalandığını açıkladı. Bu rakam, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek seviye oldu.

Toplu taşımada rekor seviyede kaçak yolcu tespit edildi

Japonya'nın Yamanashi vilayeti, UNESCO tarafından miras listesine alınmış olan dağı korumak için geçiş ücreti getirdi. Dağcılar bu yazdan itibaren Fuji Dağı'nın dört ana yolundan herhangi birini kullanmaları halinde ödeme yapmak zorunda kalacak.

Japonya çevreyi korumak amacıyla Fuji Dağı'na tırmanma ücretini iki katına çıkardı

İsviçre’nin önde gelen dört büyük kayak merkezi Adelboden-Lenk, Aletsch Arena, Engelberg Titlis ve Jungfrau Ski Region, AlpsPass adıyla yeni bir ortak skipass sistemi başlattıklarını duyurdu. 

Dört büyük kayak bölgesinden ortak AlpsPass hamlesi

Bu hafta sonu gerçekleşecek Oscar Ödülleri'nde sahnenin yıldızları yalnızca oyuncular ve yönetmenler değil. Sinemanın büyüsünü gerçeğe dönüştüren, dünyanın dört bir yanındaki ikonik yapılar da bu gösterinin önemli bir parçası.

Sidney, Paris, Roma: Dünyanın en sinematik mekanları açıklandı

Bir yolcunun hayatını kaybettiği Singapur Havayolları uçuşu da dâhil olmak üzere, türbülanslı uçuşlarda meydana gelen çok sayıda yaralanma haberi manşetlere taşındı. Bu olayla birlikte 1997 yılından bu yana ilk kez bir uçuşta türbülans nedeniyle bir kişi yaşamını yitirmiş oldu.

Avrupa'nın en çalkantılı uçuş rotaları İsviçre'de!

İsviçre, her yıl kış mevsimini uğurlamak ve kötü ruhları defetmek amacıyla düzenlenen karnavallarla adeta yeniden doğuyor. Renkli kostümler, maskeler, sokak geçit törenleri ve canlı müzik eşliğinde gerçekleşen bu festivaller, hem yerel halkı hem de ziyaretçileri büyüleyici bir atmosferle kucaklıyor.

İsviçre'de karnaval coşkusu: Basel, Luzern ve Bern'de renkli festivaller

Bern, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bir şehir. 1191 yılında kurulan şehir, Orta Çağ’dan kalma tarihî eski şehir bölgesi, taş döşeli dar sokakları, renkli cephesiyle ünlü Çeşmeleri (Brunnen) ve kemerli yapılarıyla büyüleyici bir atmosfere sahiptir.

Bern’in efsanevi başlangıcı: Ayı Çukuru’ndan günümüze

Cenevre, modern alışveriş merkezlerinden geleneksel açık hava pazarlarına kadar geniş bir alışveriş yelpazesi sunarak ziyaretçilere keyifli bir deneyim yaşatır. Şehir, lüks butikler, büyük mağazalar ve otantik pazarlarla hem turistlerin hem de yerel halkın ilgisini çeker. 

Cenevre’de Alışveriş: Merkezler, Pazarlar ve Öneriler

Gürültü kirliliği, uyku bozukluğu ve yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Kasaba ve şehirler her geçen yıl daha gürültülü ve daha kalabalık hale gelirken, pek çok gezginin tatilde huzur ve sükunet araması şaşırtıcı değil.

Az nüfus, az gürültü: Yavaş turizm için Avrupa'nın en huzurlu bölgeleri

Online rezervasyon platformu Booking.com, 2025 Traveller Review Awards sonuçlarını açıkladı. 240 milyondan fazla kullanıcının yorumuna dayanan ödüller, 220 ülkeden üstün hizmet ve misafirperverlik sunan bölgeleri onurlandırıyor. 

İsviçre dünyanın en misafirperver destinasyonları arasında

İsviçre Federal Karayolları Ofisi (ASTRA), kayak tatili döneminde otoyollarda ve şehirlerarası ana yollarda yoğun trafik beklendiğini duyurdu. Özellikle Zürih, Bern, Basel, Luzern ve Lugano bölgelerinde ve Gotthard Tüneli güzergâhında ciddi sıkışıklık öngörülüyor.