
ABD'nin, İran'ın üç ana nükleer tesisine yönelik Pazar sabahı düzenlediği saldırıların ardından, kritik öneme sahip Hürmüz Boğazı'nın kapatılması için ilk resmi adım atılmış oldu. Ancak, boğazın kapatılmasına dair kesin karar henüz alınmadı.
Al Arabia’nın haberine göre, karar Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından verilecek. Devrim Muhafızları Komutanı ve milletvekili Esmail Kosari, kapatma konusunun gündemde olduğunu ve gerektiğinde bu adımın atılacağını belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump, saldırıların "çok başarılı" olduğunu duyurdu. Fordow, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislere gerçekleştirilen operasyonların ardından, Amerikan uçaklarının İran hava sahasından ayrıldığı bildirildi. İran medyası ise saldırıların doğrulandığını ancak söz konusu tesislerin önceden boşaltıldığını ve zenginleştirilmiş uranyumun taşındığını aktardı.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda, dünya petrol arzının yaklaşık yüzde 20’si ve önemli miktarda doğal gazın geçişi engellenmiş olacak. Bu boğaz, Avrupa’nın Körfez’den ithal ettiği petrol ve sıvılaştırılmış doğal gazın ana geçiş noktası konumunda.
Eğer İran böyle bir engelleme yaparsa, petrol fiyatlarında sert yükseliş yaşanabilir ve özellikle Orta Doğu kaynaklarına bağımlı Avrupa ülkelerinde enerji krizleri ortaya çıkabilir. Bu durum enflasyonu artırarak enerji maliyetlerini yükseltebilir ve sanayi, ulaşım ile tarım sektörlerinde aksamalara yol açabilir. Piyasalarda yaşanacak dalgalanmalar Avrupa borsalarında zincirleme etkilere neden olabilir.
Bölgede yaşanacak bir abluka, ABD, Avrupa Birliği donanmaları ve Körfez ülkeleri arasında askeri çatışmalara yol açabilir ve daha geniş bir bölgesel savaşı tetikleyebilir. NATO üyeleri ve özellikle Fransa ile İngiltere’nin bölgedeki donanma varlığı, Avrupa’yı bu çatışmalara dahil edebilir.
Bunun yanı sıra, Hürmüz Boğazı sadece petrol taşımacılığı için değil, küresel deniz taşımacılığında da kritik bir güzergâh. Boğazdaki bir kesinti, Avrupa’nın hammadde, elektronik ve tüketim malları tedarikini geciktirerek tedarik zincirlerinde aksamalara neden olabilir. Nakliye sigorta maliyetleri artacak ve bu da Avrupa’daki işletmeler ile tüketiciler için ek yük oluşturacaktır.