
Şehrin ayı parkında görev yapan Stefan Steuri, “Artık sadece birkaç gün kaldı. Björk ilk olarak mağarasını seçti ve kimseye kaptırmadı. İkinci mağarayı da muhtemelen Ursina alacak. Her biri kendi mağarasını kendi seçiyor,” diye anlattı.
Kafeste bile doğal döngüye sadıklar
Kış uykusu, esaret altındaki hayvanlar için bile kritik bir dönem. Her şeyin dikkatle hazırlanması gerekiyor: yaşam alanı, sıcaklık dengesi ve özellikle beslenme.
Steuri, “Ağustos ve Eylül aylarından itibaren yağ açısından zengin gıdalar veriyoruz. Örneğin ilkbaharda neredeyse hiç ceviz veya et olmazken, sonbaharda bu tür yiyeceklerle enerji depolamalarını sağlıyoruz,” dedi.
Bu hazırlıklar hayati önem taşıyor çünkü ayılar, kış uykusu süresince vücut ağırlıklarının üçte birine kadarınıkaybedebiliyor. “Finn sonbaharda 350 kilo, baharda ise yaklaşık 280 kilo civarına düşüyor. Yani neredeyse 70 kilo veriyor, bu da benim ağırlığım kadar,” diye espri yaptı Steuri.
Kışa girmeden önce her ayı tartılıyor ve yeterli kiloya ulaşıp ulaşmadıkları kontrol ediliyor. Steuri, “Finn’in kilosu gayet iyi, artık uyuyabilir. Yeterince yağ depoladı,” dedi.
Görevlilere kış tatili yok
Ancak park çalışanları için kış uykusu söz konusu değil. Ayıların durumunu kontrol etmek için düzenli olarak incelemeler yapılıyor. “Mağaralarda kameralarımız var, bu sayede gerçekten uyuyup uyumadıklarını veya hareket edip etmediklerini görebiliyoruz. Bazen kışın ortasında dışarı çıktıkları da oluyor,” dedi Steuri.
Yani meraklı ziyaretçiler için küçük bir tavsiye: Eğer dikkatli bakarsanız, kış ortasında bile Bern’in ayı parkında hareket eden bir ayı görmek mümkün olabilir.