Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Kira yükü artıyor
AB’deki konut krizi gençleri derinden etkiliyor
Avrupa Birliği'nde konut bulmak giderek zorlaşırken, artan kira fiyatları ve yetersiz konut arzı, özellikle genç nüfus üzerinde büyük baskı oluşturuyor.

2023 yılında AB genelindeki hane halkları, harcanabilir gelirlerinin ortalama %19,7’sini konuta ayırmak zorunda kaldı. Ancak Eurostat’ın verilerine göre, gençler arasında bu oranın %40’ın üzerine çıktığı grupların oranı oldukça yüksek.

Eurostat verilerine göre 2023’te konut fiyatları %48, kiralar ise %22 artış gösterdi. Bu durum, genel fiyat artışı olan %36’lık enflasyon oranının da üzerinde bir yük anlamına geliyor. Bu ekonomik baskıdan en çok etkilenen kesim ise gençler.

Genç nüfusun ciddi bir bölümü, yaşam koşullarının olumsuz etkilerinden dolayı aşırı kalabalık evlerde yaşamak zorunda kalıyor. 2023 yılında gençlerin %26’sı, kişi başına düşen yaşam alanının yetersiz olduğu konutlarda ikamet ediyordu. Bu oran, genel nüfusa göre %9,2 daha yüksek.

Housing Europe Genel Sekreteri Sorcha Eduards, Euronews’e verdiği röportajda, gençlerin bağımsızlaşma, kendi hayatlarını kurma ve aile kurma hayallerinin risk altında olduğunu belirtti. Eduards’a göre, bazı Avrupa ülkelerinde sınırlı kâr amaçlı konutların yaygın olduğu yerlerde gençlerin bağımsız yaşama yaşı daha yüksek seyrediyor.

Eduards, gençlerin daha uygun koşullarda konutlara erişimini sağlamanın yolunun, sınırlı kâr odaklı konut sayısını artırmaktan ve erişim koşullarını iyileştirmekten geçtiğini vurguluyor. Konut sorununu çözmek için ise yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda zihniyette de bir değişim gerektiğine işaret ediyor.

2008 finansal krizinden bu yana inşaat sektöründe yaşanan kapasite daralmasına dikkat çeken Eduards, konut arzının azalmasının yanı sıra, hane halklarının kira ve fatura ödemekte de zorlandığını dile getiriyor. Eduards, “Kiralar ve ev fiyatları gelir artışıyla paralel seyretseydi, bugün bu krizi yaşamıyor olurduk,” diyor.

Kısa vadeli kiralamaların, uzun vadeli konut piyasasını olumsuz etkilediğini belirten Eduards, bu durumun özellikle öğrenciler, düşük ve orta gelir grupları ile yaşlılar açısından ciddi bir barınma sorununa yol açtığını ifade ediyor. Boş bırakılan dairelerin yalnızca yatırım aracı olarak görülmesi, şehir merkezlerindeki nüfusun çevreye itilmesine ve kent içi yaşamın baskı altına girmesine neden oluyor.

Öte yandan, bazı AB ülkeleri bu sorunu çözmek adına etkili politikalar geliştiriyor. Örneğin Almanya’da 3,2 milyon kişi, kar amacı gütmeyen ve demokratik ilkelere dayalı konut kooperatiflerinde yaşıyor. Belçika’nın Flaman bölgesinde sosyal konutlara erişimi olan kişiler arasında yoksulluk oranı %40 geriledi. Danimarka, gençleri evsizlikten korumak adına burs ve destek programları uygulamaya başladı. Hollanda’da ise nüfusun %20 ila %30’u sınırlı kâr amaçlı konutlarda barınıyor.

Eduards, mevcut çözüm önerilerinin ortada olduğunu ancak konutun bir insan hakkı olarak yeniden tanımlanması gerektiğini savunuyor. "Artık sadece kısa vadeli kâr amacı güden bir modelden vazgeçip, toplumun ihtiyaçlarına hizmet eden sorumlu bir konut sistemi oluşturmanın zamanı geldi," diye ekliyor.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video