
“İsrail’in saldırganlığına son” temalı etkinlikte, Filistin ve İran bayrakları taşıyan kalabalık, kentin merkezi caddelerinden Mariahilfer Strasse’de bir araya geldi.
Göstericiler, “Özgür Filistin”, “Gazze’de soykırıma hayır” ve “İran’dan ellerinizi çekin” gibi sloganlarla İsrail’in politikalarına tepki gösterdi. Katılımcılar, İsrail’in saldırgan tutumuna uluslararası toplumun artık dur demesi gerektiğini vurguladı.
Etkinliği organize eden isimlerden biri olan ve soyadını paylaşmayan Amina, burada yaptığı konuşmada, farklı din ve etnik kimliklere sahip birçok insanın adaletsizliklere karşı sesini duyurmak için toplandığını belirtti.
Amina, “Kimin saldırgan olduğunu 7 gün 24 saat canlı yayınlarda izliyoruz. Ancak birçok insan, özellikle de hükümetler, İsrail’in bir terör devleti olduğunu söylemekten kaçınıyor” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Gazze’de şu ana kadar 50 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Amina, bu kişilerin terörist gibi gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Gösteriye katılan bir diğer aktivist Paria Jazayeri ise, İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na (NPT) taraf olduğunu ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından düzenli olarak denetlendiğini belirtti. Jazayeri, UAEA'nın defalarca İran’ın nükleer silah üretimine yönelik bir çalışmasının bulunmadığını açıkladığını aktardı.
Buna karşın, İsrail’in Ortadoğu’daki tek nükleer güç olmasına rağmen NPT'ye taraf olmadığını ve tesislerini uluslararası denetime açmadığını söyleyen Jazayeri, İsrail’in herhangi bir haklı gerekçe sunmadan komşu ülkelere saldırılar düzenlediğini ifade etti.
“Eğer gerçekten barış, istikrar ve uluslararası hukuk diyorsak, neden bu kadar açık bir çifte standart var?” diye soran Jazayeri, bu durumun yalnızca İran değil, küresel adalet ve şeffaflık açısından da ciddi bir sorun olduğunu sözlerine ekledi.
Barışın ancak tarafsız, tutarlı ve adil bir yaklaşım ile mümkün olabileceğini vurgulayan aktivist, uluslararası toplumu daha adil bir tutum takınmaya çağırdı.