
Nehrin artık yüzmek için yeterince temiz olduğunu savunan yaklaşık 200 kişi, Salı günü Berlin’in tarihi Mitte bölgesinde, Müzeler Adası yakınlarında nehre girerek bir protesto gerçekleştirdi.
“Fluss Bad Berlin” adlı oluşumun düzenlediği etkinlik, nehrin ortasında yüzme hakkının geri kazanılması için verilen mücadelenin son adımıydı. Grubun yöneticilerinden Jan Edler, “100 yıldır bu nehirde yüzmek yasak. Ancak elimizdeki veriler, yaz sezonu boyunca suyun çoğu zaman yeterince temiz olduğunu gösteriyor,” diyerek yasağın kaldırılması gerektiğini savundu. Etkinlik, yasal bir protesto olarak yetkililere bildirilmişti.
Edler, Spree'nin artık Berlin halkı için yeniden bir serinleme ve dinlenme alanına dönüşmesi gerektiğini belirtti. Nehrin su kalitesinin düzenli olarak takip edildiğini ve önemli oranda iyileşme kaydedildiğini ifade etti.
Berlin’in Mitte bölgesi yetkilileri de bu fikre sıcak bakıyor. Yerel yönetimden Ephraim Gothe, Alman medyasına yaptığı açıklamada, “Önümüzde hâlâ bazı engeller var ama bu hedefe ulaşabileceğimize inanıyorum,” dedi. Yetkililer, 2026 yılı itibariyle yüzmenin yeniden mümkün olabileceğini düşünüyor.
Yüzme yasağının kaldırılmasını savunanlar, Paris’in Seine Nehri örneğini gösteriyor. 1923'ten bu yana yasak olan yüzme, geçen yıl Olimpiyatlar nedeniyle serbest bırakıldı ve bu yaz genel halkın kullanımına da açılacak.
Viyana’daki Tuna Kanalı, Basel’deki Ren Nehri ve Amsterdam’ın bazı kanallarında yüzmeye izin verilirken, Berlin’de 1925’te “zehirli” ilan edilmesinin ardından kapatılan Spree’de hâlâ yasak sürüyor. O dönemde bu nehir havuzları sadece eğlence değil, banyosu olmayan dar gelirli insanlar için de temizlik fırsatıydı.
Bugünlerde sadece şiddetli yağışların ardından kısa süreli kirlilik yaşansa da su genellikle temiz. Ancak yüzmenin tamamen serbest olması için tarihi yapıları koruma kurallarının gözden geçirilmesi, merdivenler ve cankurtaran noktalarının inşa edilmesi gerekiyor.
Bunun yanı sıra, Spree üzerindeki yoğun tekne trafiği de bir diğer sorun. “Fluss Bad Berlin” grubu bu nedenle trafiğin daha az olduğu yaklaşık 2 kilometrelik bir bölümün halkın kullanımına açılmasını öneriyor.
Berlin gibi yaz aylarında havuzların dolup taştığı, 3.9 milyonluk bir şehirde halka açık yeni serinleme alanları oluşturulması büyük önem taşıyor. Edler bu durumu şöyle özetliyor: “Şehirler her geçen yıl daha da ısınıyor. Herkesin serinleyebileceği kamusal alanlar yaratmalıyız. Bu aynı zamanda çevresel adalet meselesidir.”