
Paylaşmayı bilinçli seçtiğiniz kişisel verilerin yanı sıra farkında olmadan gönderdiğiniz bilgiler de sizi tanımlayan bir “dijital parmak izi” oluşturuyor.
Google Chrome ya da Yandex gibi popüler tarayıcıları kullanıyorsanız, gizlilik ayarlarınızı yeniden gözden geçirmenizde fayda olabilir.
Tarayıcı parmak izi nedir?
“Tarayıcı parmak izi” (browser fingerprinting), cihazınız ve tarayıcınız hakkında toplanan küçük verilerin birleşiminden oluşan benzersiz bir dijital kimliktir.
Tarayıcı sürümünüz, işletim sisteminiz, ekran çözünürlüğünüz, kullandığınız yazı tipleri, dil tercihiniz ve hatta klavye düzeniniz bile bu kimliği oluşturan unsurlar arasında bulunur.
Bu veriler tek başına önemsiz görünse de, bir araya geldiklerinde sizi milyonlarca kullanıcı arasında kolayca ayırt edilebilir hale getirir.
Elektronik Frontier Foundation’ın “Cover Your Tracks” testine göre, bazı cihazların grafik işleme şekli (WebGL fingerprint) 30 binde 1 oranında benzersizdir.
Reklamcılığın yeni silahı: Dijital parmak izleri
Parmak izi teknolojisi ilk bakışta güvenliği artırmak için kullanılıyormuş gibi görünse de, çoğu zaman reklam endüstrisinin elinde güçlü bir takip aracına dönüşüyor.
Bankalar ve çevrimiçi oyunlar sahte girişleri önlemek için bu sistemi kullanabiliyor; ancak reklam şirketleri de, çerezleri devre dışı bıraksanız bile sizi bu yöntemle tanıyabiliyor.
2015’te ProPublica tarafından yapılan araştırma, AddThis adlı sosyal paylaşım eklentisinin kullanıcı ekranına görünmez grafikler yerleştirerek benzersiz kimlikler oluşturduğunu ortaya koymuştu.
Üstelik bu sistem, Beyaz Saray’dan yetişkin içerik sitelerine kadar çok sayıda platformda aktifti.
Bugün yalnızca reklamcılar değil, büyük teknoloji firmaları da parmak izi tanıma yöntemlerinden faydalanıyor.
Dropbox, TikTok, Western Union ve Trustpilot gibi şirketler, FingerprintJS adlı yazılımı dolandırıcılığı tespit amacıyla kullanıyor.
Bu sistemler IP adresinden ziyade cihaz özelliklerini temel alıyor ve çoğu durumda kullanıcıdan açık onay alınmıyor.
Dolayısıyla bir web sitesine her girdiğinizde, onlarca izleme aracı (tracker) tarayıcınız üzerinden veri toplayabiliyor.
VPN gerçekten gizlilik sağlar mı?
VPN servisleri IP adresinizi gizleyip konumunuzu değiştiriyor olsa da, parmak izi verileriniz sabit kaldığı için tam anonimlik sağlamıyor.
En güvenli VPN’ler bile yalnızca sınırlı bir koruma sunabiliyor.
Bazı hizmetler örneğin ProtonVPN’in NetShield özelliği veya NordVPN ve Surfshark’ın benzer çözümleri bilinen izleyicileri engelliyor.
Windscribe tarayıcı eklentisi ise, dil ve saat dilimi gibi bilgileri düzenli olarak değiştirerek takip edilmenizi zorlaştırıyor.
Yine de hiçbir yöntem sizi tamamen görünmez hale getiremiyor; yalnızca izlenmeyi biraz daha güçleştiriyor.
Gerçek anonimlik mümkün mü?
Mutlak gizlilik isteyen kullanıcılar, oldukça zahmetli adımlar atmak zorunda.
Öncelikle JavaScript’i devre dışı bırakmak gerekiyor — ancak bu da birçok web sitesinin çalışmamasına neden oluyor.
Ardından VPN kullanımıyla birlikte özel tarayıcılar tercih edilebilir.
Tor Tarayıcı, trafiği gönüllü düğümler üzerinden yönlendirerek anonimlik sağlıyor, fakat yavaş çalışıyor ve bazı siteler Tor kullanıcılarını engelliyor.
Daha pratik bir alternatif olan Librewolf, Firefox’un gizlilik odaklı sürümü.
Tüm çerezleri, geçmişi ve önbelleği otomatik olarak silen bu tarayıcı, DuckDuckGo veya SearXNG gibi gizlilik dostu arama motorlarını kullanıyor.
Ancak Google hizmetleri veya bankacılık siteleri gibi platformlar bazen düzgün çalışmayabiliyor.
WebRTC: VPN’in açığını yakalayan teknoloji
WebRTC (Web Real-Time Communication), tarayıcıların ses, video ve veri alışverişini doğrudan yapabilmesini sağlayan bir sistemdir.
Zoom, Google Meet, Discord gibi platformlar bu teknoloji sayesinde çalışır.
Ne var ki, WebRTC bazen VPN kullansanız bile cihazınızın gerçek IP adresini üçüncü taraf sitelere sızdırabilir.
Chrome, Edge ve Firefox gibi tarayıcılarda WebRTC varsayılan olarak açıktır.
Bu yüzden bir site, tarayıcınızın “bağlantı kurulabilecek IP adresleri”ne eriştiğinde hem gerçek IP’nizi hem de VPN adresinizi öğrenebilir.
Firefox ve Brave tarayıcılarında bu özellik kolayca kapatılabiliyor; Chrome’da ise bunun için ek yazılım gerekir.
Chrome: En popüler, en tartışmalı tarayıcı
Dünyanın en çok kullanılan tarayıcısı olan Google Chrome, aynı zamanda en fazla veri toplayanlardan biri.
Google’ın “ücretsiz” hizmetleri, aslında kullanıcı verileriyle finanse ediliyor.
Chrome, ne zaman ve hangi sayfalarda gezindiğinizi gösteren telemetri verileri topluyor.
Bu veriler, performans takibi bahanesiyle toplanıyor ancak kullanıcı davranışlarını analiz etmek için de kullanılıyor.
“Help improve Chrome’s features and performance” seçeneğini kapatarak bu izlemeyi sınırlamak mümkün.
Yine de geçmişte Google, gizli modda bile veri topladığı gerekçesiyle davalık olmuş ve bazı kullanıcı verilerini silmek zorunda kalmıştı.
Alternatif tarayıcılar: Gizlilik bir hayal mi?
Chrome tabanlı ama daha az veri toplayan seçenekler arasında Brave, Vivaldi, Opera ve Microsoft Edge bulunuyor.
Brave, parmak izi verilerini rastgeleleştirerek takibi zorlaştırıyor.
Firefox ise “Multi-Account Containers” özelliğiyle sosyal medya, alışveriş ve haber sitelerini birbirinden izole ediyor.
Ancak nihai sonuç değişmiyor:
Gerçek gizlilik, ancak çevrimdışı yaşarsanız mümkün.
Dijital dünyada, görünmez kalmanın neredeyse imkânsız olduğu bir çağdayız.