
Dünyada yaklaşık 800 milyon kişi aktif volkanların yakınında yaşıyor. Özellikle Napoli çevresindeki Vezüv ve yeraltındaki süpervolkan Phlégréen Alanları, milyonlarca insan için potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Bu nedenle patlamaları önceden tahmin edebilmek, küresel ölçekte hayati önem taşıyor.
Yer sarsıntılarından volkanın kalbine
Cenevreli araştırmacıların geliştirdiği yeni yöntem, volkanın kalbini sismik sensörlerle “dinlemeye” dayanıyor. Ekip, İtalya’daki Vulcano Adası’nın kükürtlü yamaçlarına 200 sensör yerleştirerek, bir ay boyunca yerin doğal titreşimlerini kaydetti.
Toplanan muazzam miktarda veri, daha sonra yapay zekâ ile işlendi. Sonuçta volkanın iç yapısını son derece ayrıntılı biçimde gösteren üç boyutlu bir model oluşturuldu.
“Bu, adeta bir ultrason görüntüsünden MRI taramasına geçmek gibi. Çok daha yüksek çözünürlük elde ediyoruz; böylece sistemin jeolojik dinamiklerini ve evrimini anlamaya başlıyoruz,” diyor Cenevre Üniversitesi Yer Bilimleri Bölümü profesörü Matteo Lupi.
Yeni bir dönemin başlangıcı
Bu gelişme, gerçekçi tahliye planları ve risk değerlendirmeleri yapmayı mümkün kılıyor.
Lupi’ye göre, “Bugünkü yöntemlerle patlamaları öngörmek neredeyse imkânsız. Ancak bu yeni çözünürlük sayesinde, sistemin evrimini anlamaya ve yaklaşan tehlikeyi daha erken fark etmeye başlayacağız.”
Araştırma ekibinin uzun vadeli hedefi, volkanların içini gerçek zamanlı olarak modelleyebilmek.
Bu yenilik, yalnızca bilim dünyasında değil, risk altındaki ülkelerde de büyük ilgi görüyor.
“Endonezya, Kosta Rika, İtalya ve Kanarya Adaları’ndaki meslektaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. İlgi gerçekten çok büyük,” diyor Lupi.







