
210 milyon dolarlık Proba-3 misyonu çerçevesinde Avrupa’ya ait iki uydu, şimdiye kadar on başarılı yapay tutulma gerçekleştirdi. Bu sistem, bilim insanlarına Güneş tutulmalarını diledikleri an ve saatler boyunca gözlemleme şansı tanıyor.
Geçtiğimiz yılın sonlarında uzaya gönderilen bu ikili uydu sistemi, Mart ayından beri Dünya'nın yüksek irtifalarında senkronize şekilde hareket ederek yapay tutulmalar yaratıyor. Uydulardan biri, Güneş’i tıpkı doğal tutulmada Ay’ın yaptığı gibi örterken, diğeri Güneş’in dış atmosferi olan taç küreyi (korona) gözlemlemek için teleskopla inceleme yapıyor. Taç küre, Güneş çevresinde parlak bir hale gibi görülen tabakadır.
Yalnızca 1,5 metreden küçük, küp biçimli bu uzay araçlarının böyle hassas bir görevi gerçekleştirmesi, son derece karmaşık ve hassas konumlandırma gerektiriyor. Uyduların birbirlerine göre konumları milimetre düzeyinde doğrulukla ayarlanıyor. Bu olağanüstü hassasiyet; GPS, yıldız takip sistemleri, lazer teknolojisi ve radyo bağlantıları sayesinde otonom şekilde sağlanıyor.
ESA’nın yayımladığı görüntüler arasında, 23 Mayıs 2025’te çekilen ve Güneş’in taç küresini gösteren fotoğraflar da yer alıyor.
Görevin bilimsel lideri ve Belçika Kraliyet Gözlemevi’nden araştırmacı Andrei Zhukov, bugüne kadarki en uzun tutulmanın beş saat sürdüğünü belirtti. Temmuz ayında başlayacak bilimsel analizlerle birlikte, her bir yapay tutulmada altı saatlik totalite (tam tutulma) hedefleniyor.
Zhukov, elde edilen görüntülerin herhangi bir özel işleme gerek duyulmadan doğrudan analiz edilebilmesini heyecan verici bir gelişme olarak niteledi. E-posta yoluyla yaptığı açıklamada, "İlk denememizdi ve başarılı oldu. Gözlerimize inanamadık," ifadelerini kullandı.
İki yıllık görev süresi boyunca haftada ortalama iki yapay tutulma planlanıyor. Bu da yaklaşık 200 tutulma ve toplamda 1.000 saatten fazla totalite anlamına geliyor. Bu gelişme, doğal tutulmalara kıyasla büyük bir bilimsel avantaj sunuyor. Zira doğal tutulmalar yaklaşık 18 ayda bir gerçekleşiyor ve birkaç dakikadan uzun sürmüyor.
Güneş hâlâ pek çok gizemini koruyor. Özellikle yüzeyinden daha sıcak olan taç küre ve burada gerçekleşen koronal kütle atımları (CME) önemli bir araştırma konusu. Bu atımlar, milyarlarca tonluk plazma ve manyetik alanı uzaya fırlatıyor. Dünya’ya ulaştığında ise jeomanyetik fırtınalara, iletişim ve elektrik sistemlerinde aksaklıklara ya da beklenmedik bölgelerde kutup ışıklarının oluşmasına neden olabiliyor.
Daha önce de bazı uydu görevlerinde yapay güneş tutulmaları gerçekleştirilmişti. Örneğin, ESA ile NASA'nın ortak projeleri olan Solar Orbiter ve Soho görevlerinde bu teknoloji kullanıldı. Ancak bu görevlerde hem Güneş’i örten disk hem de teleskop aynı uzay aracındaydı.
Proba-3’ü özel kılan ise bu iki işlevin ayrı uydulara dağıtılmış olması. Güneş’i engelleyen disk ile taç küreyi gözlemleyen teleskop farklı uydularda bulunduğundan, Güneş’in kenarına en yakın bölgelerdeki taç küre yapısı çok daha detaylı gözlemlenebiliyor.
ESA’nın görev yöneticisi Damien Galano, Paris Havacılık Fuarı’ndaki açıklamasında, “Görüntülerin kalitesi bizi son derece memnun etti. Bu başarı, şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir hassasiyetle gerçekleştirilen formasyon uçuşunun ürünü” dedi.







